Büyük Bunalımdan Büyük Resete: COVID-19 Sonrası Devletin, Emeğin ve Sermayenin Restorasyonu

2008 yılında patlak veren küresel finans krizinden bu yana dünyanın gördüğü en travmatik kriz, COVID-19 salgınının başlaması ile ortaya çıkmıştır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) açıklamalarına göre, COVID-19’a sebep olan virüs pangolin olarak bilinen bir memeli hayvan üzerinden yayılmıştır (WHO, 2021, s. 7). Konak hayvan olarak bilinen bu hayvan Çin’in Wuhan şehrindeki taze et pazarında satılmaktadır ve virüs bu hayvan üzerinden insanlara bulaşmıştır. SARS-CoV-2 olarak isimlendirilen ve coronavirüs ailesinin bir parçası olan bu virüsün hayvanlardan insanlara sıçraması da tesadüfi bir şekilde olmamıştır. İnsanlara bulaşmasının arkasındaki neden, o bölgede bulunan insanların yeme-içme alışkanlıkları ya da kültürel paternleri değildir. Ayrıca, bu virüs Der Spiegel’in kapak sayfasında iddia ettiği gibi “Çin Yapımı” da değildir (Ausgaben, 2020 Ocak 31). Aksine, kapitalist devletlerin ve ulusötesi şirketlerin tarım ve hayvancılık sektöründe tekelleşmesinin doğurduğu yeni kapitalist tarım politikalarının ölümcül birleşiminin neticesidir (Wallace, 2020, Mart 11). Örneğin, Çin devletinin 1990’lardan sonra sürdürdüğü tarımda endüstrileşme uygulamaları ve ABD merkezli üretilen tarım ilaçlarının yaygınlaşması ile yerel toplulukların yaşam alanlarının giderek küresel kapitalizme açılmasına neden olmuştur (Cinemre ve Şahinler, 2021, s. 222).  Yerel topluluklar yeni av sahaları bulmak ve ticarete konu olacak ürünler toplamak için vahşi hayatın hüküm sürdüğü bir ekosisteme müdahale ederek yeni alanlara doğru ilerlemişler ve ormansızlaşma olgusu giderek daha büyük bir sorun olmaya başlamıştır (Spinney, 2020, Mart 28). Böylece insanlar daha önce temas edilmemiş bir habitatla ve yeni virüslerle karşılaşmışlardır. Özetle, COVID-19 salgını da her toplumsal fenomen gibi tarihsel ve maddi ilişkilerin ürünü olarak ortaya çıkmıştır.

Leave a comment