Uluslararası ticareti açıklayan ana akım teorilerin en önemli savı uluslararası ticarete katılan her bir tarafın nihai olarak bu etkileşimden kazançlı çıkacağıdır. Ayrıca, ana akım teoriler, uluslararası ticaretin her bir aktör için ‘kazan-kazan’ durumu ortaya çıkardığını da savunmakladır. Bu çalışma, Marxist teorinin hem ana akım teorilere getirdiği eleştirileri hem de bu eleştiriler ışığında ortaya çıkardığı sonuçları analiz etmektedir. Marxist teori, her ülkenin uluslararası ticaret ilişkilerine farklı zamanlarda ve farklı şekillerde dahil olduğunu iddia etmektedir. Marxist teori genel olarak, uluslararası ticaretin eşitsiz koşullarda üretilen ürünlerin değişimine dayalı, ülkeler arası artı değer transferini gerçekleştiren, işçi sınıfının sömürüsünü bütün yerküreye yayan, böylece küresel eşitsizliği sadece devletler arasında değil, sınıflar, toplumlar ve bölgeler arasında da yaratan ve yeniden üreten ilişkiler bütünü olduğunu savunur. Bu ilişkiler ana akım teorilerin iddia ettiğinin aksine ülkeler arasında yakınlaşma değil ayrışma ve uzaklaşma doğurmaktadır.
Akif Avcı 